Her Akıllı Telefona Yüklenmesi Zorunlu Gibi İndirdiğimiz Unutulmaz Mobil Oyunlar

Seni unutursak kalbimiz kurur! Öyle oldu ki, zar zor ayağa kalktığımız otobüs yolculuklarında karakterimizi sağa sola savurmadık. Sonrasında birçok klon ortaya çıksa da hiçbiri onun yerini tutmadı.

Sizi bilmiyoruz ama isminizi görünce bile sınıra basmadı. Bu ahmak kuşu ekrana tıklayarak çılgınlığın ortasından geçirmeye çalıştığımız oyun, hyper-casual türünün ilk viral oyunlarından biri olmakla kalmayıp aynı zamanda kaç tane telefonun parçalanmasından da sorumlu olarak hatırlanıyor. dünyanın etrafını saran duvar.

Daha sonra çizgi filmleri, animasyonları, kitapları ve farklı şovlarıyla dev bir markaya dönüşen Angry Birds’ün ilk oyununun çıktığı dönemi hatırlıyor musunuz? Herkes bu oyunu taşınabilir cihazına yüklemediği için ceza almış gibi sağa sola kızgın kuşlarını fırlatıyordu. Bir şikayetimiz olduğunu düşünmeyin, sadece bunun ne kadar çılgınca olduğunu size hatırlatmak istedik.

Dünyanın her yerini dolaştınız ama Türkiye’ye gelmediniz, yazıklar olsun! ‘Oyunun geliştiricisi bunu tren rayına grafiti yaparken ölen bir çocuğun anısına yaptı’ diye şehir efsaneleri bile dolaşacak kadar popüler hale gelen oyunun, yine de bundan bir şey kaybettiğini söylemek zor.

Yüzen meyveleri doğramanın bu kadar rahatlatıcı olabileceği kimin aklına gelirdi? O zamanlar çoğumuz için hala bir mucize olan dokunmatik ekranlı taşınabilir cihazlarda karşımıza çıkan Fruit Ninja, yavaş yavaş gözden kaybolanların arasına katıldı.

Senin sayende Candy Crush! Geliştiricisini zengin eden ve ardından dev bir seriye dönüşen Candy Crush, popülaritesini korumaya devam ediyor.

Bu oyun ne kadar eğlenceli olsa da güç geliyor. Sırtımızda jetpack’lerle laboratuvarlarda koşturduğumuz ve dev robotlardan kurtulduğumuz oyundaki birçok iyileştirme hem oynanışa katkıda bulundu hem de çeşitliliği oldukça artırdı. Hal böyle olunca telefon yanana kadar oynuyorduk.

Bu karanlık dönemi hatırlayan var mı? Ne olduğu bilinmeyen bu biçimsiz şeyi neden çocuklarımız gibi büyüttük? Onu mutsuz gördüğümüzde neden paniğe kapıldık ve zamanında beslenmesi için alarm kurduk? Bir nevi modern sanal bebek diyebileceğimiz Pou, taşınabilir cihazlarımızın nadide hatıralarında uzun süre yer işgal etti.

Şimdi seni hafızamızın derinliklerine kaldırmadık. Çıkışıyla büyük olay yaratan, genç yaşlı fark etmeksizin o dağı, bu sahili, my Pokemon’u arattıran oyun, geçtiğimiz yıl Türkçe dil desteğine kavuştu. Hala sağda ve solda bir telefon ve bir güç bankası olan bir grup insan görüyorsanız, onların yem peşinde olduklarını ve Pokemon topladıklarını bilin.

İçimizdeki Fazıl Say’ı ortaya çıkaran Piano Tiles ile geçtiğimiz günler artık çok uzak değil. Bir noktada, kişi o kadar dalmış ki, telefonu bıraktığında düz beyaz duvarda siyah tuşların aktığını görmeye başlamış.

Aç, kralın geldi! Her şey seninle başladı Yılan. Artık dokunmatik ekranın d’si gittiğinde oradaydınız. Düğmeli telefonlarımızda seni kıtır kıtır oynardık. Koca bir nesil seninle büyüdü, senin sayende anne babasından bilmediği oyun oynama tekniklerini geliştirdi. Biz unutmayacağız! o7